Sevgili Hanımefendi, Sude Can

Yazmak istiyorum, ama nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Öncelikle gözlerinden başlamak istiyorum. O gözler ki kahverenginin en güzel tonları.. Baktıkça içinde yeni bir hikaye, yeni bir heyecan bulduğum o gözler.. Öyle güzel bakıyorlar ki sanki hem hüzün hem de çocuksuluk. Gözlerinle tamamen yakışan kirpiklerinin eşsiz dağılışı sanki en sevdiğim şarkının nakaratı gibi, her görüşümde büyülendiğim o harika manzarada hayatı hissettiğim anlar gibi.. Yüzündeki masumluk hiç gitmesin kalbinin tertemiz güzelliği hep seninle olsun aşkım.. Bu dönemler bizim için zorlayıcı olsa da bunu da atlatıcaz minik kuşum. Sadece sen ve ben. Bu güne kadar üstesinden geldik bundan sonra da geleceğimize inancım sonsuz. Canım benim seni öyle özeldim sana öyle sarılmaya kokunu içime çekmeye o kadar ihtiyacım var ki kelimeler anlatmaya yetersiz kalıyor. Benim tatlı bebeğim kim bilir bu günler geçince bizim de 2+1 küçük ama huzurlu, mütevazi bir yuvamız olur. Ben her zaman bizim için emek vermeye, savaşmaya, elimden gelenin de fazlasını yapmaya hazırım. Gerekirse geceleri uyumam, gerekirse akşama kadar taş taşırım. Aklımın derinliklerinden sana daha yazmak istediğim o kadar çok şey var ki sevgilim, benim minik kuşum belki burası bizim gizli mektup arşivimiz olur kim bilir?

—Satranç Adam, Alihan Babayiğit